bağlamı Güney Afrika Cumhuriyeti

Güney Afrika Cumhuriyeti ya da daha yaygın kullanımı ile Güney Afrika, Afrika kıtasının güneyinde yer alan bir ülkedir. Ülkenin sınır komşularını (kuzeyden saat yönünde ilerlendiğinde) Namibya, Botsvana, Zimbabve, Mozambik ve Esvatini oluştururken ülkenin güneydoğusunda Hint Okyanusu, güney ve güneybatısında Atlas Okyanusu bulunmaktadır. Bu ülkelerin haricinde Lesotho'da da tamamen Güney Afrika Cumhuriyeti toprakları içinde yer alan bir ülke olarak Güney Afrika ile tüm sınırlarını paylaşmaktadır. Güney Afrika'da yürütme başkenti Pretoria, yasama başkenti Cape Town, yargı başkenti Bloemfontein olmak üzere üç başkent bulunmaktadır.

Hakkında daha ayrıntılı Güney Afrika Cumhuriyeti

Temel bilgiler
  • Para birimi Güney Afrika randı
  • arama kodu +27
  • İnternet etki alanı .za
  • Mains voltage 230V/50Hz
  • Democracy index 7.24
Population, Area & Driving side
  • Nüfus 62027503
  • Alan 1221037
  • Sürüş tarafı left
Geçmiş
  • Erken tarih

    Güney Afrika Cumhuriyeti'nin kurulu olduğu bölgelerde paleoantropolojik olarak en eski fosillerinden bazıları ortaya çıkarılmıştır. Taung'un Çocuğu olarak adlandırılan ve Taung'da bulunan fosil ile birlikte Krugersdorf'ta bulunan Sterkfontein mağaralarında bulunan Australopithecus africanus'a ait kalıntılar 3,5 milyon yıl öncesine dayandırılmaktadır. Bu ön-insanların yaşamasından sonra bölgeye göç sonucu gelen Bantu grupları Limpopo nehrini geçerek günümüzde Güney Afrika'nın kurulu olduğu bölgelere yerleşerek çiftçi ve çoban olarak yerleşmişlerdir. Söz konusu dönemlerde bu bölgelerde yaşayan Buşmanlar ve Koikoinler bölgelerinden uzaklaştırılmıştır.

    ...Devamını oku
    Erken tarih

    Güney Afrika Cumhuriyeti'nin kurulu olduğu bölgelerde paleoantropolojik olarak en eski fosillerinden bazıları ortaya çıkarılmıştır. Taung'un Çocuğu olarak adlandırılan ve Taung'da bulunan fosil ile birlikte Krugersdorf'ta bulunan Sterkfontein mağaralarında bulunan Australopithecus africanus'a ait kalıntılar 3,5 milyon yıl öncesine dayandırılmaktadır. Bu ön-insanların yaşamasından sonra bölgeye göç sonucu gelen Bantu grupları Limpopo nehrini geçerek günümüzde Güney Afrika'nın kurulu olduğu bölgelere yerleşerek çiftçi ve çoban olarak yerleşmişlerdir. Söz konusu dönemlerde bu bölgelerde yaşayan Buşmanlar ve Koikoinler bölgelerinden uzaklaştırılmıştır.

    Hollanda sömürge dönemi

    Güney Afrika'da modern tarih Hollandalı Jan van Riebeeck'in Hollanda Doğu Hindistan Şirketi adına Ümit Burnu'nda bu yolu kullanan gemilerin personellerin için mola verebilecekleri bir tedarik istasyonu kurması sonrası başlamıştır. Bu bölgeye konum uygunluğu nedeniyle 6 Nisan 1652 tarihinde kurulan bu istasyon ile Avrupa ile Güneydoğu Asya arasında seferler düzenleyen gemilerin personellerinin dinlenmesi planlanmıştır. 17. yüzyıl ile 18. yüzyıl arasında bölgede giderek artan yerleşim ilk olarak Khoisan topluluklarını boşalttığı batı bölgelerde başlamış, 1770 yılından itibaren de doğuya doğru ilerleme başlatılarak Bantu grupların yaşam sınırlarına dayanmıştır. Burada iki topluluğun karşılaşması neticesinde Avrupalı yerleşimciler ile Xhosa toplulukları arasında Sınır Savaşları adı verilen ve 1779 ile 1879 yılları arasında gerçekleşen toplamda dokuz adet savaş yaşanmıştır. Bölgeye yerleşen Hollandalılar kendi dönemlerinde bölgeye Endonezya, Madagaskar ve Hindistan'dan birçok köle getirmiş, bu süreç sonucunda 1743 yılında yerleşim yerinde Avrupalı göçmenlerden fazla kölenin yaşadığı bir durum ortaya çıkartılmıştır. Bu yıllarda bölgeye getirilen köleler ilerleyen yıllarda beyazlar ile evlenerek daha sonra ülke tarihinde Sanlar ile birlikte renkliler olarak sınıflandırılan grubun üyelerini oluşturmuşlardır.

    19. yüzyıl dönemi  Jan van Riebeeck'in Ümit Burnu'na gelişini gösteren portre

    Hollanda Doğu Hindistan Şirketi'nin iflasın eşiğine geldiği bir dönemde, 1797 yılında, bölgede Hollanda hakimiyetinin azalması ile birlikte Büyük Britanya Ümit Burnu civarındaki bölgeleri işgal etmeye başlamıştır. Koalisyon Savaşı neticesinde Napolyon Bonapart Hollanda'yı işgal etmiş, bu işgal neticesinde 1795 yılında kurulan Batavya Cumhuriyeti de Britanya ile bugüne kadar var olan işbirliğini sonlandırma kararı almıştır. Burun bölgesinin Britanya tarafından arka bahçeden girilerek elde edilmesi bölgenin Fransa'nın kontrolü altına girmesine karşı alınmış bir önlemin bir göstergesi konumundaydı. Britanya bölgeyi her ne kadar 1802 yılında Amiens Antlaşması kapsamında Hollanda'ya geri vermiş olsa da, 1806 yılında bölgenin yeniden hakimi olmuştur. Bu hakimeyi sağlamlaştırmak adına bölge tümden krallığa ait koloni bölgesi olarak ilan edilerek sürekli koloni bölgesi olarak Burun Kolonisi'nin kuruluşu gerçekleştirilmiştir. Bu yıllarda hala devam eden Sınır Savaşları kapsamında Britanya, Xhosalar'dan elde edilen bölgelere yerleşerek hakimiyetini Büyük Balık Nehri kıyılarına kadar genişletmiştir. Britanya elde ettiği bölgelerin sınırlarını sağlamlaştırarak içeride kalan kısımlara yeni yerleşim yeri kurulmasına olanak sağlamıştır. 1833 yılında Britanya parlamentosunda köleliğin tüm hakim olunan bölgelerde kaldırıldığını beyan eden yasayı onaylaması neticesinde Britanya bölgelerinde yaşayan birçok Afrikaner için geçim kaynağı ortadan kalkmıştı. Bu karardan etkilenmemek ve köleleri gündelik hayatlarında kullanabilmek için Büyük Göç adını verdikleri göçü başlatacak olan ve Voortrekker (Türkçe:Önden göç edenler) olarak adlandırılan grup Britanya hakimiyetinin dışında kalan bölgelere göç etmiştir. 1835 ile 1841 yılları arasında gerçekleştirilen Büyük Göç süresince 14.000 Afrikaner (Boer) Turuncu Nehir'in kuzey kıyılarına göç etmiş, burada da birçok Boer cumhuriyetleri kurarak yaşamaya devam etmişlerdir. Bu cumhuriyetler arasında en uzun soluklu olanlar ise Transvaal Cumhuriyeti ile Özgür Orange Devleti olmuştur.

    1867'de elmasın, 1886 yılında da altının bölgede bulunması ile ticari açıdan önem kazanan bölgeye Avrupa kıtasından büyük bir göç dalgasının oluşmasına sebep olmuştur. Bu göç dalgası nedeniyle bölgede yaşayan yerliler daha da ayrımcılığı uğramasına ve sömürü altında yaşamasına sebebiyet vermiştir. Bölgede hakimiyetleri sürdürme amacında olan Boerler 1880 ile 1881 yılları arasında gerçekleşen I. Boer Savaşı ile Britanya'nın genişleme politikalarına karşı savaşmış, sayıca daha az olmalarına rağmen, coğrafi şartlara kendilerini ve kıyafetlerini daha uyumlu getirdikleri için Britanyalılar'a karşı üstünlük sağlamışlardır.

    20. yüzyıl dönemi

    1899 yılında itibaren başlayan II. Boer Savaşı'nda bir önceki sıkıntıları yaşamamak adına bölgeye daha fazla destek kuvvet sevk eden Britanya, 1902 yılına kadar süren savaş neticesinde önemli kazanımlar elde etmiş, son Boer cumhuriyetlerini de işgal ederek hakimiyet alanına dahil etmiştir. Bu savaşın önemli sebeplerinden birini de Witwatersrand'da bulunan zengin altın madenleri bölgesinin hakimiyeti oluşturmaktaydı. Bu süreç yaşanmadan önce Boer cumhuriyetlerinin Alman İmparatorluğu ve Alman Güneybatı Afrikası ile ittifak arayışına girmesi, bu bölgelerdeki hakimiyetini tehlike altında göre Britanya'nın bu adımları atmasında önemli bir etken olmuştur. Boerlerin sayısal olarak azınlıkta kalmasının yanında Britanya'nın sürekli destek kuvvet ile bölgedeki varlığını arttırması sonucunda Boerler savaştan yenilgi ile ayrılmışlardır. Vereeniging Antlaşması kapsamında işgal edilen iki Boer cumhuriyeti (Transvaal ve Özgür Orange Devleti) tamamen ilhak edilerek Büyük Britanya İmparatorluğu'nun bir parçasi haline getirilmiştir. Buralarda yaşanan Boerlerin mağduriyet yaşamaması ve hayatlarını kolaylaştırmak adına önemli kazanımlar sunulmuş ve Felemenkçe resmi dil olarak kabul edilmiştir. Bu antlaşmada beyazlar adına kolaylaştırıcı adımlar atılırken bu iki eski Boer cumhuriyetinde yaşayan beyaz olmayanların medeni haklarında kısıtlamalar yapılmıştır.

    Dört yıl süren müzakereler sonucunda II. Boer savaşının bitiş gününün sekizinci yıl dönümünde bölgede bulunan dört Britanya kolonisi olan Burun Kolonisi, Natal Kolonisi, Transvaal Kolonisi ve Oranj Nehri Kolonisi'nin bir araya getirilerek kendi kendine yönetebilen Güney Afrika Birliği dominyonu oluşturulmuştur. 1934 yılında birlik içerisinde yaşayan Britanyalı ve Boerleri barıştırarak yeniden bir araya getirmek adına Britanya partisi olan South African Party (Türkçe: Güney Afrika Partisi) ile Boerlerin partisi olan Nasionale Party (Türkçe: Ulusal Parti) birleştirilerek United Party (Türkçe: Birleşik Parti) adı verilen parti oluşturulmuştur. Bu birliktelik 1939 yılında II. Dünya Savaşı'nda Büyük Britanya'nın saflarında savaşma konusunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle dağılmıştır. Adolf Hitler'in Almanya'sına özenen ve bu doğrultuda ırkların ayrımını savunan sağcı bir parti olan Nasionale Party, bu yönde bir adımın atılmasını kabul görmemiş ve birliktelik sonlandırılmıştır.

    Apartheid  Apartheid dönemi - Sadece beyazlar için uyarısını içeren bir tabela

    II. Dünya Savaşı'nın sona ermesi sonrasında ülkede azınlıkta olan beyazlar, hakimiyetlerini Nasionale Party önderliğinde genişletmiş, Apartheid politikalarını otoriter bir şekilde uygulamaya koymuşlardır. Bu politikalar doğrultusunda parlamentodan birçok yasa kabul edilerek geçirilmiş, bu nedenle ülkede sistematik olarak iki sınıflı, birçok kişinin haklarını kısıtlayan bir toplum yapısı oluşturulmuştur.

    Bu uygulamaların en somut adımları yaşam alanlarında atılmış, yerleşim yerlerinde Avrupa kökenli beyazlar ile diğer ırklar arasında yapay sınırlar çizilerek birçok diğer grup üyesi beyazlardan ayrılmıştır. Çoğunluğu siyahiler olmak üzere diğer ırk üyeleri bu ayrıştırma adımlar neticesinde ekonomik açıdan zarara uğratılmış ve zararı karşılanmamıştır. Bu süreçte beyaz Avrupalılar dışında kalan siyahiler, renkliler ve Asya kökenliler birçok engele maruz bırakılmıştır. Uygulamaların tek amacı Afrika kökenli siyahilerin native reserves olarak adlandırılan (ileride Bantustan olarak adlandırılacak) bölgelere toplanmasını sağlamak ve ileride de bu bölgelerin adım adım bağımsızlığa yönlnedirilerek bağımsızlıklarının tanınmasıydı. Bu süreçte beyazların siyasi hedefleri doğrultusunda adımlar atılmış, bu doğrultuda toprak kaybı söz konusu olsa da beyaz ırkın ülkenin tek ırkı olarak kalabilmesi için bu adımlardan geri dönülmemiştir. Bu uygulama dört bölgede başarılı olmuş ve Ciskei, Venda, Bophuthatswana ve Transkei bantustanları süreç içerisinde kendi kendilerini bağımsız bir şekilde yönetme başarısına ulaşmışlardır.

    1960'lı yıllarda ciddi bir ekonomik kalkınma yaşayan ülke, bu süreçte Afrika kıtasının ilk ve tek ülkesi olarak gelişmiş ülke statüsüne kavuşmuştur. Bu süreçte ülke genelinde dış yatırımlar gerçekleştirilmiş, birçok yurt dışı menşeli firma ülkede fabrika kurmuş ya da var olan fabrikalara ortak olmuştur. Ancak bu süreçte gerçekleşen yatırımlardan elde edilen kazanımlar uygulanan politikalar nedeniyle sadece beyazların refahı için kullanılmış, toplum arasında eğitim, mesleki öğrenimler ve maaş dağılımları gibi konularda etkisini uzun yıllar içerisinde de gösterecek şekilde farklılıklar ortaya çıkmıştır.

    Başta Afrika ve Asya üye ülkelerinin baskıları sonucu Güney Afrika üyesi olduğu İngiliz Milletler Cemiyeti'nden 1961 yılında ihraç edilmiş, tekrar birliğe alınması ise 33 yıl sonra 1994 yılında gerçekleştirilmiştir. 1960 yılında gerçekleştirilen ve ülkenin dominyon olarak kalması ile yeni bir yönetim şekli ile cumhuriyet olarak ilan edilip edilmemesini halka soran referandum sonucunun yanı sıra Republic of South Africa Constitution Act (Act No. 32 / 1961) ile birlikte Güney Afrika Birliği adını değiştirerek Güney Afrika Cumhuriyeti adını almıştır.[1][2] Bu gelişmelerin ışığında baskı altında olan siyah nüfusun umutsuzluğu artış göstermekteydi. 1976 yılında gerçekleşen ve Soveto Ayaklanması olarak da adlandırılan Soveto'daki öğrencilerin ayaklanmasına karşı sert önlemler alan emniyet güçleri gösterilerde 176 siyahi öğrencinin ölmesine neden olmuş, yaşanan bu olaylar sonucunda ülke genelinde ırkçı rejime ve uygulanan Apartheid politikalarına karşı geniş çaplı protesto gösterileri düzenlenmiştir.[3] 1980'li yıllardan itibaren ülke üzerinde artan uluslararası baskılar sonucu ülkeye karşı yaptırımlar uygulanmıştır.

    Apartheid döneminin sonu  Frederik Willem de Klerk ve Nelson Mandela bir arada (1992)

    1990'lı yıllarda artan isyanlar, gösteriler, grevler ve zaman zaman Anti-Apartheid hareketleri tarafından gerçekleştirilen terör olayları sonucunda iktidardaki Nasionale Party kendi iktidarını yetkisizleştirilmesi konusunda ilk adımları atarak o güne kadar yasadışı olarak kabul edilen başta Afrika Ulusal Konseyi (ANC) olmak üzere birçok muhalif partilerin yasağını kaldırmış, Nelson Mandela gibi 27 yıldır cezaevinde bulunan direnişçi önderini serbest bırakma kararı almıştır. Apartheid politikalarını belirleyen yasa maddeleri zaman içerisinde yasadan kaldırılmış, tüm toplumun ilk defa özgürce oy kullanabileceği 1994 seçimleri gerçekleştirilmiştir. 27 Nisan 1994 tarihinde yapılan seçimler neticesinde ANC oyların %62 ile büyük çoğunluğunu elde etmiş, 400 sandalyeli mecliste 252 sandalye kazanmıştır.[4] Bu seçimler ile birlikte iktidarı ele alan ANC, bu iktidarını günümüzde de korumaktadır. Nelson Mandela, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ilk siyahi başkanı olarak devlet başkanı makamına seçilmiş, bunun yanı sıra Nasionale Party'nin son devlet başkanı olan Frederik Willem de Klerk ile birlikte Apartheid politikalarının sona erdirilmesi konusunda attıkları adımlar nedeniyle Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştür.

    1999 yılına kadar bu görevde kalan Mandela, 1999 yılında görevi Thabo Mbeki'ye devretmiştir.

    21. yüzyıl dönemi

    2004 yılında gerçekleştirilen üçüncü bağımsız seçimlerde oylarını arttırma başarısı gösteren ANC, geçerli oyların %69,7'sini elde etmiş, aynı zamanda devlet başkanı Mbeki ikinci kez devlet başkanlığı görevine getirilmiştir.[5]

    2008 yılının Mayıs ayında ülkenin belli bölgelerinde özellikle Zimbabve'den gelen göçmenlere karşı yabancı düşmanlığı kapsamında gerçekleştirilen saldırılar sonucu karışıklıklar yaşanmasına neden olmuş, bu kapsamda Malavi bu ülkede yaşayan tüm vatandaşlara geri dönmesi konusunda çağrıda bulunmuştur.[6]

    2008 yılında devlet başkanı Mbeki kendisi hakkında rakibi Jacob Zuma'nın davasını olumsuz şekilde etkilediği yönünde açıklamaların yapılması sonucunda görevinden istifa etmiş, yerine geçici olarak Kgalema Motlanthe devlet başkanı olarak atanmıştır. 2009 yılında gerçekleştirilen seçimlerde ANC bir önceki seçimlere göre 15 sandalye kaybetse de yine birinci parti olarak seçimleri kazanmış, Jacob Zuma'da yeni devlet başkanı olarak seçilmiştir.[7]

    Ülke genelinde güncel olarak son seçimler olan 2014 seçimlerinde, ANC bir kez daha birinci parti olarak ayrılmış, oyların %62'sini elde ederek 249 sandalyenin sahibi olmuştur. ANC yine bir önceki seçimlere göre 15 sandalye daha az kazanmasına rağmen en yakın rakibinden 160 fazla sandalye elde etme başarısını göstermiştir.[8] Bu seçimler sonucunda da Zuma ikinci bir dönem için devlet başkanlığı koltuğuna oturmuştur.

    ^ "Republic of South Africa Constitution Act (Act No. 32 / 1961)". 23 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2015.  ^ "http://www.disa.ukzn.ac.za/" (PDF). 30 Ocak 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2015.  |başlık= dış bağlantı (yardım) ^ "Soveto Ayaklanması hakkında bilgiler". 7 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2015.  ^ "1994 seçimleri sonuçları" (PDF). 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Ağustos 2015.  ^ "2004 seçimleri hakkında bilgiler". 7 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2015.  ^ "Güney Afrika Cumhuriyeti'nde yabancı düşmanlığı". 14 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2015.  ^ "2009 seçimleri sonuçları". 4 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2015.  ^ "2014 seçim sonuçları". 12 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2015. 
    Az oku

yakınlarda nerede uyuyabilirsin Güney Afrika Cumhuriyeti ?

Booking.com
489.016 toplam ziyaret, 9.195 İlgi noktaları, 404 Hedefler, 62 bugün ziyaretler.